5 Temmuz 2010 Pazartesi

Geçtigimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülügü
kendilerini tekrar tekrar hatirlatmalaridir.
Bir kere kaybetmekle kurtulamadigimiz seylerdir.
Yokluklari hayatimizdaki varliklari haline gelir.
Hep ama hep hatirlariz.
Ne biçim kaybetmektir bu?


Kim gölgesinden kaçabilir ki?

Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır.
Hayatın, kendini anlıyaları cezalandırmasıdır bu...
Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.
Geşmişi düşünmekten şimdiği yaşayamazlar.
Herşeyi didikleyip duran mazisinin gölgesinden,
anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan gözleri ufuk yorgunu kadınlar.
Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer,
hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağıda geride bırakmış oluyorsun.
Zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya başlar.
Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.
Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor,
geçip gittiğiyle kalıyor.

Zaman, aşk...... herşey!
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır. Kadınları mahfeden erkekler değil, ayrıntılardır.

Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu
konuda da umutsuzdurlar.
Çünkü kadınlık bekler.
Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.

6 yorum:

  1. Sorgulamak da eklenmeli son cümleye

    YanıtlaSil
  2. Efet ,
    sorguluyoruz çünkü kafamız çalışıyor :)

    YanıtlaSil
  3. Aslında değildir..olmamalıdır. İnsan olarak her güzel şeyi, her insanca şeyi birlikte ve aynı yaşamalıyız.
    Gölgesinden kaçamamak veya geride kalmak aşırı duygusal olmakla ilgili sanırım birazda..çok kırılınca artık kırılmaktan korkmak herhalde.

    YanıtlaSil
  4. Belki,
    çok şey söylenebilir tabi bu konuda.Ama bazen o kadar aptalcadır ki ,ehhhhhh yeter be seninle uğraşacağıma, kendi kendimin efendisi olurum.
    Bedeli kocaman yanlızlıktır,ama alışırsın hatta o kadar alışırsın ki, kimseye tahammül edemez olursun bencilleşirsin.Falan filan .......:)

    YanıtlaSil
  5. "aşk" "aşk" diye gözümüzde büyüttüğümüz, aşk üstüne söylenen masallara inandığımız için değil mi bunca sıkıntı? inanmayı bıraktığın anda bekleyişinde son buluyor, umutta.

    bkz. "yok böyle bir şey"

    YanıtlaSil