26 Şubat 2010 Cuma

notlarım

Can alıyorsun,sanıyorsun ki can veriyorsun.
Ben azaldıkça, sen çoğalıyorum sanıyorsun.
Usul usul ölüyorum, sen yaşıyorum sanıyorsun.
Kendi parmağımla kendi yaramı deşiyorum.
Sen bakma kuğuların mağdur ve sakin yüzmelerine,
suda öylece sakin yüzerlerken,
ayaklarını deli gibi çırpmak zorunda olduklarını
bilmiyorsun.....

25 Şubat 2010 Perşembe

Mevlana

Bir aslan ,bir ceylanı peşine düşmüştiü hani,
Ceylan ondan kaçıyordu,kaçtıkçada iki varlık vardı.
Biri arslan,biri ceylan,fakat arslan ona erişince ceylan,
onun pençesi altında kahroldu,korkudan yere serildi.
O Anda yanlız arslanın varlığı kalmıştır,ceylan ise
yokolup gitmiştir.

Fihi Ma-fih den

20 Şubat 2010 Cumartesi

RUMİ

Sana dilsiz,dudaksız
sözler söyleyeceğim.
Bütün kulaklardan gizli,
sırlardan bahsedeceğim.
Bu sözleri sana,
herkesin içinde söyleyeceğim.
Ama senden başka kimse duymayacak.....
kimse anlamayacak.....................................

16 Şubat 2010 Salı

TERSİNE SİİR

Yalan söylemeyeceksin sevdiğine, öyle körü körüne.
"Yalan söylersem, kavga etmeyiz" demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Edersin elbet.
Öyle kavga etmeden sıyrılırım demeye de gerek yok ki.
Çok söz vermeyeceksin mesela. O söz vermezse daha çok kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az söz verir, senin o'na verdiğinden.
Çok... söz vermezsen, yalan da söylemezsin.
Çok yalan söylersen, sadık da olamazsın hem.
Asla sigara içmem, alkol almam...
Hatta yaparsam da arar söylerim delikanlı gibi demiyeceksin.
Harbi delikanlı olacaksın.
Hem yalan söylemezsen, kaybetmekten de korkmazsın;
Sevildiğinden şüphen yoksa...
Kafanda kırk bin tilki dolaşmayacak mesela.
Bi gün duyarsa n'aparım demiyeceksin..
İlle de yalan söyleceğim diyorsan,
Aynadaki yansımana söyleceksin,
Yol tarifi almak isteyen adama
Güneşe, aya, yıldızlara...
Mesela beylik laflarla geçiştirmeyeceksin günlerini.
"Giden gider, bana bir şey olmasın" demeyeceksin.
Mutlaka sadakat bekliyorsan sevdiğinden...
Mesela alacaksın karşına, onu ne kadar sevdiğini anlatacaksın.
İlle de korkuyorum kaybetmekten diyorsan, yalan söylememek istediğini
anlatacaksın.
Mesela hayatın anlamı olduğunu.
Ya da beraber yaşlanmak isteğini.
Yalan söylemeden,
Kavgasız gürültüsüz yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi sadakatle,
Hem de hep senin kalacakmış gibi sevgili.
Yalansız yaşayacaksın.
Elleriden sımsıkı tutarak...

14 Şubat 2010 Pazar

iki

Sadece yürüyorum,
bomboş bir ruhla.
Birazdan sisin içinde,
yitip koybolacak
bir silüet gibi.
Hiç birşey ne incitiyor,
ne tedirgin ediyor,
ne de yaralamıyor artık
Sanki dünyada hiç acı yokmuş gibi...
Sadece üşüyorum zaman zaman,
Böyle anlarda,
kimsenin keşfetmediği bir magaram var.
Oraya sığınıp,
Sakin sakin, iyileşerek ölüyorum..

9 Şubat 2010 Salı


İstanbulu Dinliyorum - ORHAN VELİ KANIK

ORHAN VELİ

KARMAKARIŞIK

Bir okla yaralı kalbim,
Boyacının sandığında;
Güvercinim kâğıt helvasında;
Sevgilim kayığın burnunda;
Yarısı balık,
Yarısı insan;
İn miyim?
Cin miyim?
Ben neyim?

ORHAN VELİ

8 Şubat 2010 Pazartesi

ÖZDEMİR ASAF

Ağlamak, Unutmak kadar kolaydır inan.
Sevin ağlayabiliyorsan,
Sevin ağlıyorsan,
Gül ağlayabiliyorum diye,
Gül ağlıyorum, ağlıyorum diye.
Sana birşey yapamam Ağlayamıyorsan...

Ağlamak, Bazı acılarda yetmez,
Bazı ölümlere..
Örtüsüdür bazı acıların,
Örter, örtülmez, Savunur bir süre.
Ağlayanlar sevinmeli,
Sevin ağlıyabiliyorsan,

Acılar art arda dinmeli..
Durur bir nöbetçi gibi,
Durur bir bekçi gibi,
Zamana gülmelİ
gülmeli..
Sevin ağlıyabiliyorsan.
Unutmanın kardeşidir ağlamak.
Uyur uyanır yatağında duyguların,
Düşüncenin kucağında,
hep çocuktur Ağlamak...

ÖZDEMİR ASAF

ÖZDEMİR ASAF

"Şair oldum, baktım her şey yazılmış,
Ressam oldum, gördüm her yer çizilmiş,
Seyyah oldum, sordum dünya gezilmiş,
Hiçbir yerde YENİ bulamadım ben.. "

ÖZDEMİR ASAF

CAN YÜCEL

"Üşüyor mu deniz
üstüne boşandıkça yağmur?
Ondan mı dersin
tüyleri böyle ürperiyor?
Ben de gidersem bi gün bu biçim bi sağnakta
Alı al moru mor bir sandal gibi acaba
Yıllar sonra yılmayıp yine
Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?"

CAN YÜCEL

NEYZEN TEYFİK

Yamansın her zaman aldattın beni,
Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek!
Mecnun'sun diyerek Leylâ peşinden,
Issız vâdilere saldırdın felek!

Rehbersin dedin ben ise kördüm,
Elimle başıma çok çorap ördüm.
Kendimi bıraktım âlemi gördüm,
Hesapsız günahlar aldırdın felek!

Şifadır dedin zehir tatdırdın,
Gençliğin okunu boşa attırdın,
Körlerin yurdunda ayna sattırdın,
Çıkmaz sokaklara daldırdın felek!

Barışmadı gönlüm merd ile zenle,
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde bozuk düzenle,
NEYZEN'e her telden çaldırdın felek!

4 Şubat 2010 Perşembe

notlarım

Bilinmezlerle dolu bir yolculuk hayat!
Bazi durumlarda devam edebilmek,
sadece devam edebilmek bile.....
olaganüstü bir çaba ister.
Bir çölde yürümek zorundaysan,
yükünü hafif tutman gerekir.
Ya da bir nehire düstüysen,
debelenmemen gerekir...
Yoksa su yutar ,dibi boylarsin.
Akisa birakip kendini
keyfini çikarmalisin.....
Bütün nehirler açik denizlere çikar sonuçta.
Ve unutma!
Beklenilmeyen hep uzun bir hazirlik dönemi gerektirir...

DENEMELERIM 1.

1 Şubat 2010 Pazartesi

ORHAN VELİ

SABAHA KADAR.. .

Şu şairler sevgililerden beter;
Nedir bu adamlardan çektiğim?
Olur mu böyle, bütün bir geceyi
Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?

Dinle bakalım, işitebilir misin
Türküsünü damların, bacaların
Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
Yuvalarına?

Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,
Kapıma gelecek çöpçülerle,
Deniz kenarına?

Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi;
Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar."

ORHAN VELİ KANIK

ARİF DAMAR

Hissen yok bu akşamda senin,
sen öğleden beri
bu renk renk
bu çeşit çeşit söylenen şarkının
artık haricindesin.

Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,
nerdeyse, habersiz gün batacak.
Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı
büyük ve mütehammil toprak.
Her şeyin ne kadar şikâyetsiz
saatin hâlâ işliyor bileğinde,
onu akşamdan akşama kurardın,
tabii biraz sonra duracak.

Bugün günlerden cumartesi,
dün yazdığın mektup,
ancak, dört gün sonra eline değecek karının.
Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek,
sesin teselli edecek
düşünür gibi gülecek,
kıscaca: Yaşayacaksın.
Çocuğun o akşam yazdığı cevapta
bahsedecek çiçek açtığından
bahçenizdeki ağaçların.
Güneş battı,
yıldızlar doğacak biraz sonra,
şimdi karnın acıkmış olacaktı.
Çantanda tayının ve konserven var,
cebinde, yemekten sonra içecek sigaran.

Düşman bozguna uğratıldı arkadaş,
mısralarımda olsun uyan!

ARİF DAMAR